About Me

My photo
Law Office of Aycan Iskent is a boutique law practice that prides itself on providing the highest quality of legal service in the pursuit of its clients’ best interests. Practice provides comprehensive legal services encompassing numerous disciplines, including immigration law, and business transactions and international law. Her immigration practice areas include immigration-related corporate policy formulation, especially for entrepreneurs and start-ups; permanent residence and citizenship; visas for executives, managers, scientists, scholars, investors, professionals, students and visitors; PERM labor certifications; employment-based immigrant visa petitions; global visas and consular practice; and asylum. She has successfully assisted many businesses and entrepreneurs, investors, and technology professionals on best practices and strategies to secure employment-based immigration benefits, while maintaining compliance with immigration legal requirements. Email info@ekenerlaw.com to schedule your consultation.

Thursday, December 6, 2012

Amerika'ya Yatırım Yolları (Entrepreneur Pathways)

Amerika Birleşik Devletleri'ne Yatırım Yapacakların Yararlanacağı Bilgilendirici Bir Websitesi Amerikan Göçmenlik Servisi Tarafından Geçen Hafta Kullanıma Açıldı.


Amerika Birleşik Devletleri Hükmeti, yabancı yatırımcıların Amerikan göçmenlik sistemi içinde  kendilerine ve ticari işletmelerinin gereklerine en uygun visa türünü araştırıp bulmalarını kolaylaştırmaya çalışıyor. Bu amaçla geçen hafta  Entrepreneur Pathways adı altında yeni bir websitesini kullanıma açtı. Bu siteden, genel olarak hangi tür yatırımcı visalarının olduğu, bu visaların genel şartları, ve nasıl başvuru yapılacağı hakkında detaylı bilgilere ulaşılabilir.

Bu web sitesi ile Amerika'da yabancı start-up şirketlerinin çoğalması ve 2008 yılında yaşanan ekonomik krizden halen toparlanmakta olan Amerikan ekonomisine katkı sağlanması öngörülüyor.

Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Tuesday, November 27, 2012

Türkiye'deki Şirketinizin Şubesini Yurtdışında Açmanız Halinde Devlet Yatırım Teşviklerinden Yararlanabilirsiniz


YURTDIŞI BİRİM MARKA VE TANITIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ

Kimler Yararlanabilir
Türkiye'de sınai ve/veya ticari faaliyet gösteren şirketler ile İşbirliği Kuruluşları

Destek Süresi ve Sayısı
4 yıl ve 15 (onbeş) yurt dışı birim

Başvuru Süresi
6 ay-- Fatura tarihinden itibaren yurt dışı onay yerine (müşavirlik/ateşelik) en geç 6 ay içerisinde başvurulmalıdır.

Birim Kira Giderlerinin Desteklenmesi
Türkiye'deki ana şirket doğrudan birim açabileceği gibi yurt dışında faaliyet gösteren şirketi veya şubeleri de birim açabilir. Bu durumda yurt dışındaki şirket ile Türkiye'deki ana şirket arasında organik bağın olması gerekir. Destek ödemesi yurt dışı ortaklık oranına göre hesaplanır. Yurt dışı şirketin, Türkiye'deki ana şirketin kuruluş tarihinden sonra açılması gerekir. İşbirliği Kuruluşlarının kiralayacakları yurt dışı birimlerin kira giderleri de desteklenir. Desteklerden yararlanan birimlerde, Türkiye'de üretilen ürünlerin pazarlanması gerekir.

I. Sınai ve ticari şirketler veya bu şirketlerle aralarında organik bağ bulunan ve yurt dışında faaliyet gösteren şirket veya şubeleri ile İşbirliği Kuruluşları tarafından yurt dışında açılan birimlerinin kira giderleri; Açılan birimin mağaza olması halinde % 60 oranında ve yıllık en fazla 120.000 ABD Dolarına kadar, Açılan birimin ofis, showroom, depo veya reyon olması halinde % 60 oranında ve yıllık en fazla 100.000 ABD Dolarına kadar,
II. Ticari şirketler veya bu şirketlerle aralarında organik bağ bulunan ve yurt dışında faaliyet gösteren şirket veya şubeleri tarafından yurt dışında açılan birimlerinin kira giderleri; Açılan birimin mağaza olması halinde % 50 oranında ve yıllık en fazla 100.000 ABD Dolarına kadar, Açılan birimin ofis, showroom, depo veya reyon olması halinde % 50 oranında ve yıllık en fazla 75.000 ABD Dolarına kadar, Türkiye'deki ana şirket ile yurt dışındaki şirket arasında organik bağı gösteren şartlar: Şirketin tüzel kişilik olarak yurt dışındaki şirkete ortak olması,
III. Şirketin tüm ortaklarının yurt dışındaki şirkete ortak olması, Şirketin, en az % 51'ine sahip ortak veya ortaklarının, şirket adına yurt dışında şirket açmak için yetkilendirilmesi koşuluyla, yurt dışında açılan şirkete ortak olması, Şirketin halka açık olması halinde; halka açıklık oranı düştükten sonra şirketin %51'ine sahip ortak ya da ortakların şirket adına yurt dışında şirket veya birim açmak için yetkilendirilmesi koşuluyla, yurt dışında açılan şirkete ortak olması.

Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Şirketler ve İşbirliği Kuruluşlarınca yurt dışına yönelik olarak gerçekleştirilen görsel ve yazılı tanıtım, sponsorluk, yurt dışı birimlerinin internet sayfasına ilişkin tasarım, reklâm panoları, yabancı dilde hazırlanmış firma katalogları, broşürler, eşantiyon ve tanıtım malzemeleri, elektronik ortamda tanıtım sitelerine verilen reklâm giderleri desteklenir. Yurt dışında gerçekleştirilen reklâm, tanıtım ve pazarlama giderleri; % 60 oranında ve her bir ülke için yıllık en fazla 150.000 ABD Dolarına kadar desteklenir. Desteklenen yurt dışı birimi bulunmayan ancak yurt içi ve tanıtım yapacağı ülkede marka tescil belgesine sahip şirketlerce, Türkiye'de üretilen ürünlerle ilgili olarak yurt dışında gerçekleştirilen reklâm, tanıtım ve pazarlama giderleri, % 60 oranında ve yıllık en fazla 250.000 ABD Dolarına kadar desteklenir.

Yurt Dışı Marka Tescil Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Şirketlerin yurt içi marka tescil belgesine sahip oldukları markalarının yurt dışında tescili ve korunmasına ilişkin giderleri, % 50 oranında ve yıllık en fazla 50.000 ABD Dolarına kadar desteklenir.
Sektörel bazda Müsteşarlıkça belirlenen hedef ve öncelikli ülkelere yönelik olması durumunda destek oranı 10 (on) baz puan artırılır. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında coğrafi olarak kişi başına düşen milli geliri Türkiye ortalamasının % 75'inin altında kalan ve 12 Düzey II bölgesinde merkezi bulunan şirketler ve İşbirliği Kuruluşlarınca gerçekleştirilmesi durumunda destek oranı 20 baz puana kadar artırılabilir.

Yetkili Kuruluş
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)

Yurtdışında Onay Yeri
Ticaret Müsteşarlığı/Ataşeliği veya Konsolosluk

Uygulamacı Kuruluş
İhracatçı Birliği Genel Sekreterliği

Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Monday, October 22, 2012

Amerika Birleşik Devletleri’nde Yabancı Yatırımcı olarak Yeşil Kart Statüsü Elde Etmek (Immigrant Investor Visa EB-5)

U.S. Göçmenlik Servisi tarafından yapılan açıklamaya göre, Amerikan Başkanı Obama 28 Eylül 2012 tarihinde yabancı yatırımcıların Amerika Birleşik Devletleri’ne yatırım yapmaları yolu ile yasal göçmenlik statüsü elde etmelerini sağlayan EB-5 vize pogramının uzaltılmasını düzenleyen kanunu imzaladı. Buna gore, EB-5 vize program 30 Eylül 2015 tarihine kadar yürürlükte kalacak.

Amerikan göçmenlik kanunlarına gore, belli koşulları sağlayan yabancı yatırımcı, ABD’de yeşil kart’a (green card) başvurma hakkı kazanır. Yeşil kart sahibi kişi, ABD’de temelli olarak çalışma ve ikamet etme hakkına sahiptir. Ayrıca, yeşil kart sahibi kişiler genellikle 5 sene yeşil kart sahibi olduktan sonra, ve kanunlarda belirtilen diğer niteliklere haiz olmaları halinde Amerikan vatandaşlığına başvurabilirler.

Şartları:
a.      Yatrımcı 1 milyon ABD dollarını (ana para) bir ABD ticari şirketine yatırım yapmış olmalı veya aktif olarak yapıyor olmalı. Eğer yatırımcı, işsizliğin fazla olduğu bölgelerde yatırım yaparsa, yatırım yapması gereken minimum miktar $500,000 olabilir.

b.      Yatrımcı, ticari bir kazanç elde etmek amacıyla  anaparasını ticari olarak riske etmeli.

c.       Ana paranın hukuki yollardan kazanıldığı belgelenmeli.

d.      Yartırım yapılan işletme 10 tam zamanlı U.S. çalışan istihtam etmeli.

e.      Yatırım ya yeni bir ticari isletmenin kurulması ile  yada ekonomik olarak zorluk ceken bir isletmenin satin alinmasi ile yapılmalı.

f.       Yatrımcı bu ticari işletmenin günlük ticari işlerini yöneterek veya ticari politikalar düzenleyerek ticari işletmeyi yönetmelidir.

Sağladığı Haklar:
Yukarıda sayılan şartları yerine getiren yatrımcı ilk olarak 2 senelik “koşullu yeşil kart” almaya hak kazanir.  Iki sene sonunda yabancı yatırımcının vize koşullarının tamamını yerine getirmesi ile “koşullu yeşil kart”, koşulsuz hale gelir.  Toplamda 5 sene yeşil karti elinde bulunduran yatırımcı  ABD’de vatandaslığına basvurmaya hak kazanır.

Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Wednesday, September 19, 2012

Türkiye’de Devam Eden Davalar İçin Amerika Birleşik Devletlerinde Delil Toplanması Usulü


HAGUE KONVENSİYONU’NUN 18 MART 1970 TARİHLİ 20. KONVENSİYON’U: MEDENİ VE TİCARİ HUKUK DAVALARI İÇİN YURTDIŞINDA DELİL TOPLANMASI

Hague Konvensiyonu’nun 18 Mart 1970 Tarihli 20. Konvensiyonu: Medeni ve Ticari Hukuk Davaları için Yurtdışında Delil Toplanmasına ilişkin bölümü’ne göre “ Medeni  ve ticari hukuk davalarında yurtdışında delil toplanması iki sekilde gercekleşir: (1) Talep Mektubu gönderilmesi, veya (2) Delil talep eden ülkenin diplomatik konsolosluğunun kullanılması, veya bir komisyonun oluşturulması.”

Hague 20. Konvesiyon’unan Türkiye ve ABD taraf ülkeler olup, bu konvensiyonu imzalamışlardir.

USÜL

1-      Talep Mektubu (Letters of Request)
Delil talebinde bulunan ülke mahkemesi bir talep mektubu yazarak, toplanacak delillerin Konvensiyona taraf diger uye ülkeden talep edebilir.  Toplanacak delillerin, yargılama amacıyla kullanılacak olması şarttır. Delil talep eden ülke mahkemesi bu mektubu, delil talep edilen ülkenin “Central Authority”sine gönderir. “Central Authority” daha sonra bu mektubu, delil talep edilen ülke içindeki ilgili makamlara yollar ve cevaplarını toplar. “Central Authority” kendine gönderilen mektubu ilgili kurumlara yolladığında talepte bulunan ilgili taraflara “ihtarname” yollar.  Article 10’a göre, delil toplayan ülke, kendisine gönderilen talep mektubu dogrultusunda delilleri toplamak için kendi ic hukuk kurallarındaki hukuki zorlamaları yapar. Deliller toplandiktan sora, delilleri toplayan ülke, bu delilleri talepte bulunan ülke mahkemesine, talep mektubunun kendisine gönderildiği şekilde, geri yollar.

 2-      Konsolosluk Yolu İle veya Komisyon Oluşturulması İle Delillerin Toplanması
Delil talep eden ülkenin, delil talep edilen ülkede bulunan Konsolosluğu aracılığı ile de delillerin toplaması mümkündür. Bu durumda, Konsolosluk delil toplamak için gerekli makamlardan izin almak zorunda olabilir. Genel kurala göre, bu alternatifte delil istenen kurum veya kişiye karşı, herhangi bir hukuki zorlama uygulanamasada, eğer delil talep edilen ülke kabul etmişse, Konsolosluk “Competent Authority” kullanarak delillerin toplanmasında hukuki zorlama sağlayabilir. 

Buna ek olarak bir de komisyon kurulması yoluyla delil toplanabilir. Delil toplanmasini talep eden mahkeme, bir kişiyi komisyon olarak tayin edebilir. Bu kişi de Konsolosluğun tabi oldugu kurallarla aynı şekilde delilleri toplayabilir.




Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Wednesday, September 5, 2012

U-VİZA

Eğer Aile İçi Şiddet Mağduru İseniz Ve Göçmenlik Statünüzden Dolayı Polise Başvurmaktan Çekiniyorsanız U-Viza Korumasından Yararlanabilirsiniz

U-Viza belli suçlardan mağdur olan kişilere verilen göçmen olmayan bir viza türüdür. Bu vizayı almanın en önemli şartı, suç mağduru kişinin devlet otoriteleyle suçun aydınlatılmasında ve suçluların yakalanmasında aktif şekilde işbirliği yapmasıdır.

U-Viza Göçmen olmayan viza statüsü ‘Victims of Trafficking and Violence Prevention’ Kanunu tarafından Ekim 2010 yılında hayata geçirilmiştir.

U-Vizanın iki temel amacı vardır; (1) Kolluk güçlerinin suçları kavuşturmasında yardımcı olarak suçluların adalete teslim edilmesinin sağlanması, ve (2) suç mağdurlarına, aile içi şiddet mağdurları dahil olmak üzere, göçmenlik statüsü sağlayarak yardımcı olunması. Bu her iki amaç sonuç olarak halkın güvenliğini korumaya hizmet etmesi açısından önem taşır.

U-Vizanın Şartları

1- Aşağıda sayılan suçlardan birinden mağdur olmak
·         Tecavüz
·         Aile içi şiddet
·         Ensest
·         Fuhuş
·         Cinsel taciz
·         Adam öldürme
·         Adam yaralama

·         Adeletin yanıltılması
·         Yalan şahitlik
·         Kadınların sünetti
·         Adam kaçırma/alıkoyma
·         Kölelik ve köle ticareti
·         Şantaj

2- Suç hakkında bilgi sahibi olmak
3- Suçun kavuşturulması ve araştırılmasında kolluk güçlerine yardımcı olmak
4- Suçtan dolayı önemli zarar uğramış olmak
5- Viza almayı engelleyecek bir durumunun bulunmaması.

U-Vizanın Sağladığı Haklar

1- Dört (4) sene U.S. de yasal olarak kalma
2- Çalışma izni
3- Üç (3) sene sonra Green Card'a başvurma
4- Suç mağduru ile birlikte bazı aile üylerine de aynı hakların sağlanması
  • Vize başvurusu yapan kişi 21 yaşından büyük ise eşi ve 21 yaşından küçük bekar çocukları 
  • Vize başvurusu yapan kişi 21 yaşından küçükse eşi, coçukları,ebeveynleri 
Bu kişiyle birlikte U-Viza almaya hak kazanırlar.


Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Thursday, August 2, 2012

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kurulacak Şirketin Tüzel Kişiliğini Belirlemek


Genellikle U.S. Şirketler Hukukunda bir ticari şirket aşağıdaki dört alternatiften biri altında kurulur ve işletilir. Bu alternatifler şunlardır;
  1. Sole Proprietorship ( Bu tüzel kişilik sadece ticari işletmenin tek sahibi olduğu durumlarda kullanılabilir.
  2. General and Limited Partnerships (Ortaklıklar)
  3. Limited Liability Companies (LLCs)
  4. Corporations
Yeni kurulan bir ticari işletmenin tüzel kişiliğinin belirlenmesinde değişik tüzel kişilik türlerinin birbiriyle karşılaştırılması ve bu şekilde yapılacak ticari faaliyetin ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak tüzel kişiliğin bulunması gereklidir. Zira, her tüzel kişilik kendine özgü avantajlar ve dezavantajlar getirmektedir.

Doğru tüzel kişiliğin seçilmesi tek başına ticari işletmenin başarılı olmasını sağlamasa bile, yanlış tüzel kişilğin seçilmesi ticari faaliyeti başarızlığa sürekleyecektir. Bu sebeble, bu seçim yapılırken çok dikkatli olunmalıdır.

Yukarıda belirtilen tüzel kişilik türlerinden ‘Limited Liability Company (LLC)’ veya ‘S Corporation’ küçük ve orta ölçekli ticari işletmelerce genellikle tercih edilmektir. Çünkü aşağıda detaylı şekilde belirtildiği gibi, her iki tüzel kişilik ticari işleme sahiblerinin kişisel sorumluluğunu sınırlayarak, çifte vergilendirmeyi ortadan kaldırır.

Sınırlı Sorumluluk: Ticari işletme sahiblerinin kişisel sorumluluğun olması demek, bu kişilerin ticari işletmenin borç ve yükümlülüklerinden dolayı kendi kişisel malvarlıklarıyla sorumlu olmaları anlamına gelir. U.S. Şirketler Hukukunda işletme sahipleri ‘Partnership’ tüzel kişiliği altında kişisel olarak işletmenin borç ve yükümlülüklerinden üçüncü kişilere karşı şahsi malvarlıklarıyla sorumludurlar. Kişisel sorumluluğun sınırlandırılması ise, ticari işletmenin kendine ait, ticari işletme sahiplerinden bağımsız bir kişiliğe haiz olması anlamına gelir. Bu durumda ticari işletme sahipleri, işletmenin borç ve yükümlülüklerinden üçüncü kişilere karşı şahsi malvarlıklarıyla sorumlu olmazlar. Bu kişilerin sorumluluğu sadece ödemeyi tahhüt edip henüz ödemedikleri kapitale (anapara) katılım payı ile sınırlıdır.

Çifte Vergilendirme: Çifte vergilendirme ise, ticari işletmenin kazancının vergilendirilmesi ve vergilendirilmiş kazançtan ticari işletme sahiplerin aldığı maaş veya bedellerin, yeniden vergilendirilmesi anlamına gelir. Bu durum U.S. Şirketler Kanunu’da aşağıda detayları belirtilen her iki tüzel kişilik için ortadan kaldırılmıştır.


Limited Liability Companies (LLCs) ve S Corporation
Alternatiflerine Yakından Bakış

Limited Liability Companies (LLCs)

LLC şirket sahiplerine yönetime katılma hakkından feraget etmeksizin, sınırlı sorumluluk imkanı sağlar. LLC şirket sahipinin sorumluluğu genellikle taahhüt etmiş olduğu ancak henüz ödemediği ana para borcuyla sınırlıdır. LLC’nin şirket sahiplerinde bağımsız bir tüzel kişiliği olup, hak ve yükümlülükleri kendi bünyesinde bulundurur.

LLC kurulması için şirketin nasıl yürütüleceğini düzenleyen ‘Operating Agreement’ veya ‘Regulations’ belgelerinin düzenlenmesinde fayda vardır. LLC şirket sahiplerine tanınan haklar, yükümlülükler, ayrıcalıklar ve tercihler LLC’nin Operating Agreement’ında belirtilir.

Şirket sahipleri ‘Member’ olarak anılırlar. Şirket sahipleri yönetim üzerindeki tüm yetkiyi kendilerinde tutabilicekleri gibi, yöntecilere de devredebilirler. Bu yöneticiler ticari işletme adına anlaşmalar yapıp ve hak ve yükümlülük altına girebilirler.

Şirket sahipliğinin el değiştirmesinde ‘general partnership’ kuralları geçerlidir. Bu durumda Operating Agreement’da aksi belirtilmedikce, LLC kanunua uyarınca tüm şirket sahiplerinin oybirliği olmaksızın, şirket sahipliğini yeni devralan kişi, şirketin yönetilmesine katılamaz ve ‘member’ olamaz. Ancak, yeni sahibin kendi hissessi oranında kardan pay alma hakkı vardır.

Şirket sahiplerinden birininin vefaat etmesi, emekliye ayrılması, veya member olamaktan istifa etmesi durumunda ise, LLC’sinin tasfiye edilmesi gerekmektedir.

Vegisel konular açısından LLC, Corporation’lardan çok daha fazla avantajlar taşır. Çünkü LLC’nin vergilendirilmesinde ‘partnership’ kuralları geçerlidir. LLC’lerde çifte vergilendirme olmadığı gibi, şirket sahipleri kar ve zararı diledikleri şekilde paylaşmakta özgürdürler. Ayrıca, LLC şirketinin tasfiyesi anında şirketin kar ve zararı göz önüne alınıp vergilendirme yapılmaz. Sadece şirket sahipleri tasfiye esnasında kendi hisseleri oranında elde ettikleri gelirden dolayı vergilendirilirler.

Buna karşın, LLC’ler Corporationların faydalandığı bazı vergi muaffiyetlerinden yararlanamazlar. Örneğin; LLC şirket sahipleri hayat sigortası ve sağlık katkı payları için verilen muafiyetlerden yararlanamayacakları gibi, emeklilik planlarında bir çok sınırlamaya tabi olacaklardır. LLC şirketi sahipleri ayrıca Corporation sahiplerinden daha yüksek bir vergi oranına tabi tutulacaklardır.

S Corporation 

S Corporation tüzel kişiliği, hisse sahipi kişilerin sayısı, kimler olacağı ve basit bir kapital yapısının kabul edilmek istenip istenmediğine bağlı olarak kurulabilir.

S Corporation şirket sahiplerine sınırlı sorumluluk ayrıcalığı sunarken, çifte vergilendirmeyi de ortadan kaldırır. Böylece, şirket sahipleri sadece kazançları oranın da bir kez vergilendirilirler.

Ticari işletmenin S Corporation altında işletilmesi genellikle aile şirketlerince tercih edilir. Çünkü bu tüzel kişilik türü, aktif şekilde şirket yönetiminde bulunmayan aile üyelerine de şirket kazancından pay verilmesine olanak sağlar.

Eğer ticari işletmenin ilk bir kaç senesinde zarar bekleniyorsa, S Corporation tüzel kişiliği iyi bir seçim olacaktır. Çünkü; şirketin zararı, hisses senedi sahiplerinin diğer gelirlerinden düşülebilektir.

S Corporation’ın dezavantajları arasında, basit bir kapital yapısan sahip olma zorunluluğu, hisse devrinin yapılmasında Internal Revenue Code (U.S. Vegi Kanununda) belirtilen şartların taşınmasının gerekliliği, vergiden muaf tutulacak kalemlerin sınırlı olaması sıralanabilir.

LLC’nin S Corporation ile FarklarıLLC 

Genellikle S Corporation ile karşılaştıtılır; çünkü her ikiside şirket sahiplerine sınırlı sorumluluk ayrıcalığı sağladığı gibi çifte vergilendirmeyi engeller.

Önemle belirtmekte fayda vardır ki, LLC şirketi kurulduktan sonra varlığını devam ettirebilmek için daha az yasal işleme tabidir. Ayrıca, LLC şirket sahiplerine daha esnek hareket etme imkanı sağlar. Örneğin; hissedar sayısı, hisse senedi türü, haksahipliği gibi konularda S Corporationda olan sınırlamalar LLC’de mevcut değildir.

Değerlendirilmesi gereken diğer başka bir husus ise işletmenin şubeleri ve bayilerine ilişkin belirli şartlar karşılanmadıkca, S Corporationların başka bir tüzel kişiliğin %80’den fazla oy hakkını ve/veya hissessini elinde bulunduramazlar. LLC için ise böyle bir sınırlama bulunmamaktadır.

S Corporation, LLC’den farklı olarak, hissedarlar maaş, kar, mahsuplaşma, ve zararı dilekdikleri gibi dağıtamazlar. S Corporation’da eşit olmayan kar dağılımı da mümkün değildir.

Son bir nokta ise, S Corporationlar ‘built-in gains’ ve ‘excessive passive’ durumlarında vergi cezalarına tabidirler. LLC için böyle bir cezai müeyyide yoktur.



Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.


Wednesday, July 11, 2012

E-2 Göçmen Olmayan Yatırımcı Vizesi (E-2 Non-Immigrant Treaty Investor Visa)


E-2 göçmen olmayan yatırımcı vizesi ABD ile uluslarası ticaret anlaşmasına taraf olan ülke vatandaşlarının,  “önemli bir miktarda anaparayı” bir ABD ticari işletmesine yatırım yapması halinde, bu vatandaslarin  ABD ‘ye kabul edilmesini saglar.   


Şartları:
1-      ABD İle Uluslararası Ticari Anlaşmanın Tarafı Ülke Vatandaşı Olmak: Türkiye bu anlaşmaya taraf olduğu için, Türk vatandaşları E-2 vizesine basvurabilirler.
2-      Yatırım:
a.      Önemli Bir Miktar Anapara:  “Önemli bir miktar anaparanin” “iyi niyetli bir ABD ticari işletmesine” yatırım amaçlı konulması veya aktif olarak konuluyor olması E-2 vizesinin en onemli şartını oluşturuyor. “Önemli bir miktarda anapara”dan ne kastedilği  Amerikan Göçmenlik Kanunun’ da tanımlanmamış olup, bu miktarın ne kadar olduğu ticari isletmenin büyüklüğü ile yapılacak yatırımın birbirine oranına göre tespit edilir.  Genel uygulamalar ışığında, $100,000 ve üzeri yapılacak yatırımların “önemli miktar anapara” şartını karşılayacağı düşünülmektedir.
b.     Yatırımın “Marjinal” Olmaması: Amerikan Göçmenlik Kanunu’na göre yatırımın marjinal olmasi demek, yatırım yapılan işletmenin yatırımcının kendisinin ve ailesinin gecimini saglayacak derecede minimum  kar yapıyor ve/veya yapacak olması demektir. Bir başka ifadeyle, yatırım yapılan işletmenin yatırımcının ve yatırımcının ailesinin  ABD’de  geçimini sağlamaktan çok daha fazla kar yapıyor veya yapabilecek kapasitede olması gereklidir.
c.      İşletmenin Yatırımcı Tarafından Geliştirilmesi Ve/Veya Yönetilmesi:  Yatırımcının ABD’ye giriş\ABD’de bulunma amacı sadece bu ticari işletmenin geliştirilmesi ve yönetilmesi olmalıdır. Bu amaç, 
·        ticari işletmenin en az %50’si üzerinde hak sahibi olmak  veya
·         işletmenin yürütülmesinde kontrole sahip olmak veya
·        yönetici pozisyonunda olunduğunun gösterilmesiyle kanıtlanabilir.   
d.      Yatırımın Aktif Bir Yatırım Olması: Yatırımcı sadece aktif şekilde ticaret yapacak bir işletmeye yatırım yapabilir. Örneğin, yatırımcının sadece gayrimenkul alarak bu gayrimenkullerin işletilmesi işi  E-2 vizesi için yeterli olmayacaktır. 
3-      ABD’den Ayrılma Niyeti:
E-2 vize geçici vize katagorisinde olup, başvuru sahibinin yapılan ticaretin bitiminin hemen akabininde ABD’den ayrılma niyeti olmasını şart koşar. Bu sebeble, E-2 vizesi başvuru sahibini ABD’de sürekli olarak kalmasini sağlayan green card (Lawful Permanent Residence) statüsünü kazandırmaz.


            Sağladığı Haklar:

a.      ABD’de Kalma Hakkı
E-2 vizesi genelde 5 sene olarak verilir. ABD’ye giriş esnasında, E-2 vizesi sahibi kişi en fazla 2 sene ABD’de kalmaya izni verilir.  Bu sürenin uzatılması için başvuru yapılması halinde, bu süre her başvuruda bir 2 sene daha uzatılabilir. Süre uzatma talebi işleminde herhangi bir limit yoktur, fakat tüm E-2 vizesi sahibi kişilerin, vizelerinin süresinin dolmasıyla ABD’den ayrılacakları niyetini her zaman taşımaları şarttır.

E-2 göçmen olmayan vize sahibinin, ABD dışına yapacağı seyahatler sonrasında ABD’ye döndüğünde  ABD’de kalma süresi otomatik olarak 2 sene olarak yenilenir.  

b.      ABD’de Calisma Hakki
E-2 göçmen olmayan yatırımcı vizesi sahibi sadece vize konusu ticari isletme için çalışabilir. 




Bu içerik hukuki görüş verme amaçlı olmayıp, uzman bir hukukçunun görüşü alınmadan hiç bir şekilde yasal dayanak teşkil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Monday, June 25, 2012

Giving Honest But Unfortunate Debtor A New Opportunity


A fundamental goal of the federal bankruptcy laws is to give debtors a financial "fresh start" from burdensome debts. The Supreme Court made this point about the purpose of the bankruptcy law in a 1934 decision: [I]t gives to the honest but unfortunate debtor…a new opportunity in life and a clear field for future effort, unhampered by the pressure and discouragement of preexisting debt. Local Loan Co. v. Hunt, 292 U.S. 234, 244 (1934).

Under granted constitutional authority, Congress enacted the "Bankruptcy Code" in 1978. The procedural aspects of the bankruptcy process are governed by the Federal Rules of Bankruptcy Procedure (often called the "Bankruptcy Rules").

A debtor's involvement with the bankruptcy judge is usually very limited. A typical chapter 7 debtor will not appear in court and will not see the bankruptcy judge unless an objection is raised in the case. Usually, the only formal proceeding at which a debtor must appear is the meeting of creditors, which is usually held at the offices of the U.S. trustee. This meeting is informally called a "341 meeting" because section 341 of the Bankruptcy Code requires that the debtor attend this meeting .

Six (6) basic types of bankruptcy cases are provided for under the Bankruptcy Code, each of which is discussed in this publication. The cases are traditionally given the names of the chapters that describe them. Chapter -7 and Chapter 13 are the ones that are most frequently used. 

Chapter 7
Chapter-7 entitled Liquidation, contemplates an orderly, court-supervised procedure by which a trustee takes over the assets of the debtor's estate, reduces them to cash, and makes distributions to creditors, subject to the debtor's right to retain certain exempt property and the rights of secured creditors. Because there is usually little or no nonexempt property in most chapter 7 cases, there may not be an actual liquidation of the debtor's assets. These cases are called "no-asset cases." In most chapter 7 cases, if the debtor is an individual, he or she receives a discharge that releases him or her from personal liability for certain dischargeable debts. The debtor normally receives a discharge just a few months after the petition is filed.

Chapter-13
Chapter 13, entitled Adjustment of Debts of an Individual With Regular Income, is designed for an individual debtor who has a regular source of income. Chapter 13 is often preferable to chapter 7 because it enables the debtor to keep a valuable asset, such as a house, and because it allows the debtor to propose a "plan" to repay creditors over time – usually three to five years.  Unlike chapter 7, the debtor does not receive an immediate discharge of debts. The debtor must complete the payments required under the plan before the discharge is received. The debtor is protected from lawsuits, garnishments, and other creditor actions while the plan is in effect. The discharge is also somewhat broader (i.e., more debts are eliminated) under chapter 13 than the discharge under chapter 7.



This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Dürüst Fakat Talihsiz Borçluya Yeni Bir Başlangıç Vermek


U.S. Anayasa Mahkemesi ‘nin 1934 tarihinde vermiş olduğu karara göre ‘ İflas dürüst fakat talihsiz borçluya hazlihazırda mevcut olan borçlarından arınmış olarak hayatında yeni bir başlangıç yapma fırsatı sunar Local Loan Co. v. Hunt, 292 U.S. 234, 244 (1934).

U.S. Kongresi anayasanın kendisine verdiği yetki doğrultusunda 1978 yılında U.S. iflas kanunu yasalaştırmıştır. İflas kanunu federal bir kanun olup, federal kurallara tabidir.

U.S.  iflas hukukunda borçlunun hakim önüne çıkması çok sınırlı durumların dışında gerekli değildir.  Genel olarak Chapter-7 davalarında, iflasa hernagi bir itiraz olmaması durumda borçlu hakim karşısına çıkmaz.  Chapter-7 iflas davalarındaki en resmi işlem iflas kanunun 34. madde uyarınca U.S. Trustee ( Iflas masası)’nin ofisinde gerçekleşecek olan alacaklılar toplantısıdır.  

İflas hukunun temelindeki amaç dürüst fakat talihsiz olan borçluya yeni bir başlangıç verilmesidir. Bu amaç borçlunun tüm borçlarından muaf tutulmasını sağlayan ‘bankruptcy discharge’ ile sağlanır.  Böylece borçlu yasal olarak borçlarını ödemek zorunluluğundan kurtulur.

Altı (6) temel iflas davası türü mevcuttur. Bu davalar genellikle iflas kanununda belirtilmis bölüm ‘Chapter’ numaraları ile anılırlar. Bunların arasında en sık kullanılanlar Chapter-7 ve Chapter-13 davalarıdir.

Chapter-7:  
Borçlunun mal ve varlıklarının Trustee (iflas masası)’na devredilmesi ve Trustee’nin ise bu malları paraya çevirerek elde ettiği parayı alacaklılar arasında paylaştırması işlemidir. Borçlu iflas kanunun kendisine tanıdığı miktarda mal ve parayı iflas işleminden muaf tutabilir.  Genellikle Chapter-7 davalarında borçlunun muaf tutulmayacak ya hiç veya cok az bir malı/parası olduğundan, gerçekte tasfiye işlemi hiç gerçekleşmez.  Bu tür davalar ‘no asset cases’ olarak adlandırıl.  Chapter-7 davası borçluları genelde bireyler olup, Chapter-7 davasını açtıktan bir kaç ay sonra yasanın izin verdiği tüm borçlarından kurtulurlar. 

Chapter-13:
Düzenli bir geliri olan borçlunun borçlarının yeniden düzenlenerek bu borçların tamamının veya bir kısmının ödemesini sağlar.  Borçluya değerli mal varlıklarını tutma hakkı vermesi açısından, muaf tutulmayan mal varlığı fazla olan borçlular tarafından Chapter-7 yerine, bu Chapter tercih edilebilir. Chapter-7 davalarının tersine, Chapter-13 borçlusu hemen borçlarından kurtulamaz.  Borçlu, sunmuş olduğu ödeme planı doğrultusunda, ödemelerini yaptıktan sonra tüm borçlarından kurtulabilir.  Chapter-13 borçlusu ödeme planı aktif olduğu müddetçe kendi aleyhine açılacak alacak davalarından muaf olucaktır.  Chapter-13 davası ile borçlu Chapter-7 ile kurtulabilecegi borçtan daha fazla miktarda bir borçtan kurtulabilir. 


Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Sunday, June 17, 2012

Dream Act: Obama Dokumansiz Genc Gocmenlerin Sinirdisi Edilmesini Durduruyor

Obama 15 Haziran 2012 tarihinde kendi hukemetinin bazi genc gocmenleri sinirdisi etmeyi durduracagini ve bu gocmenlere calisma izni verecegini duyurdu. Mevzu bahis olan gocmenler, DREAM (Development, Relief, and Education for Alien Minors) yasasinda belirtilen sartlari tasiyan genc gocmenler olacaktir.

Janet Napolitano, Homeland Security kurumunun sekreteri, sozkonusu genc gocmenlerin sinirdisi edilmesinin durdurulmasi icin bir memo yayinladi. Bu yeni gocmenlik politikasi degisikligi, iclerinde halihazirda sinirdisi olmayi bekleyen 800,000 genc gocmeni etkileyecek.

Yeni gocmenlik politikasi, Amerikan gocmenlik kurumlarina taktir yetkisi vererek, asagidaki sartlari tasiyan kisilerin bu taktir yetkisi dogrultusunda sinirdisi edilmesini durduruyor. Asagidaki sartlar her kisi icin ayri ayri degerlendirilecektir:

1) U.S.’ye 16 yasindan kucuk bir yasta gelmis olmak;

2) U.S.’de 15 Haziran 2012 tarihine kadar kesintisiz sekilde bes (5) sene bulunmus olmak, ve 15 Haziran 2012 tarihinde U.S. de kisisel olarak bulunuyor olmak;

3) Bir ogrenim programina halihazirda devam ediyor olmak, veya liseden mezunu olmak, veya genel egitim sertifikasi sahibi olmak, veya Amerikan ordusunda askerlik yapmis olmak;

4) Herhangi bir suctan, veya muhim bir kabahatten dolayi suclu bulunmamis olmak, ve/veya ulusal ve genel guvenlige bir tehlike teskil etmemek.

5) 30 yasini asmamis olmak.

Yukaridaki sartlari tasiyan genc gocmenler ayrica iki sene gecerli olacak calisma iznine basvurabilirler. Calisma izni her ikinci senenin sonunda yenilenebilir. Bu yeni gocmenlik politikasi, dokumansiz genc gocmenlere vatandaslik yolu acmasa bile bu kisileri sinirdisi edilmekten kurtararak Amerika’da kalma ve calisma izni saglamasi acisindan onem tasimaktadir.

Yeni gocmenlik politikasi hemen yururluge girmis olmakla beraber U.S. Vatandaslik ve Gocmenlik Servisi (USCIS) ve gumruk ve gocmenlik yasalarinin uygunlanmasindan sorumlu kurum (ICE) bu yeni politikanin 60 gun icinde tamamen hayata gecmesini ummaktadir.

Bu sure icersinde, yeni politika hakkinda daha fazla bilgi edinmek isteyen kisiler USCIS’in, ICE’in ve DHS’in websitesini ziyaret edebilirler. Ayrica 18 Haziran 2012’den itibaren USCIS’in Hotline numarasi 800-375-5283 veya ICE’sin Hotline numarasi 1-888-351-4024 is saatleri icerisinde yeni politika hakkinda sorulari ve bundan sonraki gelismeler hakkinda bilgi isteklerini cevaplayacaktir.

Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Dream Act: Obama Halts Deportations For Young Undocumented Immigrants


President Obama announced that his administration will stop deporting some of the undocumented young immigrants and will in fact grant them work authorization.  Immigrants in question here are those who would qualify under the DREAM (Development, Relief and Education for Alien Minors) Act.

Janet Napolitano, the Secretary of Homeland Security, announced a memo  deferring action on those young undocumented immigrants who are low enforcement priorities.  The policy change will affect as many as 800,000 young immigrants, including those who were already in the process of deportation. 

Under the new policy, individuals who demonstrate that they meet the following criteria will be eligible for an exercise of discretion, specifically deferred action, on a case-by-case basis:

1) Came to the United States under the age of 16;

2) Have continuously resided in the United States for at least five years preceding June 15, 2012 and are present in the United States on June 15, 2012;

3) Are currently in school, have graduated from high school, have obtained a general education development certificate, or are honorably discharged veterans of the Coast Guard or Armed Forces of the United States;

4) Have not been convicted of a felony offense, a significant misdemeanor offense, multiple misdemeanor offenses, or otherwise pose a threat to national security or public safety;

5) Are not above the age of 30.

They also can apply for a work permit that will be good for two years with no limits on how many times it can be renewed. The policy will not lead toward citizenship but will remove the threat of deportation and grant the ability to work legally, allowing eligible immigrants to remain in the United States for extended periods.

While this policy takes effect immediately, USCIS (U.S. Citizenship and Immigration Service) and ICE (Immigration and Customs Enforcement) expect to begin implementation of the application processes within sixty days.

In the meantime, individuals seeking more information on the new policy should visit USCIS’s website, ICE's website, or DHS’s website. Beginning Monday, June 18, individuals can also call USCIS’ hotline at 1-800-375-5283 or ICE’s hotline at 1-888-351-4024 during business hours with questions or to request more information on the forthcoming process.


This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.

Thursday, June 14, 2012

U.S. Vatandaslik ve Gocmenlik Servisi (USCIS) onumuzdeki yil icin H-1B vizesi basvuru alimini tamamladi.

12 Haziran 2012 tarihi itibariyle USCIS yeteri sayida HB-1 vise basvurusu alarak 2013 yili icin belirlenmis resmi limit 65,000' e ulasti.  2013 yili icin H-1B ile calisma iznine basvuranlarin basvurulari en gec 11 Haziran 2012 tarihinde USCIS'e ulasmis olmasi kaydiyla degerlendirmeye aliniyor.  Dikkat edilmesi gereken onemli bir nokta da H-1B basvurularinda zarf uzerindeki gonderilme tarihinin degil kuruma varis tarihinin baz aliniyor olmasi. USCIS 11 Haziran 2012 tarihinden sonra kuruma ulasan 2013 yili icin olan dilekceleri kabul etmeyecek.

7 Haziran 2012 tarihi itibariyle USCIS'e 20,000 den fazla resmi limit sayisindan muaf olan H-1B basvurusu ulasmistir. USCIS "Ustun Derece" muafiyet'i altinda yapilan H-1B basvurularini kabul etmeye devam ediyor.

Ayrica, USCIS daha onceden resmi vize limitine tabi tutulmus olan H-1B basvuru sahiplerini tekrar 2013 yili icin H-1B resmi vize limit sayisina tabi tutmayacak olup USCIS asagida siralanmis basvurulari kabul etmeye devam edecek:

1- halihazirda gecerli bir H-1B vizesi olup, bu vizenin uzatilmasi icin yapilan basvurular,

2- halihazirda gecerli bir H-1B vizesi sahibinin istihtam kosullarinin degistirmek icin yapilan basvurular,

3- halihazirda gecerli bir H-1B vizesi sahibinin isverenini degistirmesine izin almak icin yapilan basvurular,

4- hali hazirda gecerli bir H-1B vizesi sahibinin kendine sponsor olan iseveren icin calisirken ayni zamanda baska bir isveren icin calismasina izin verilmesi icin yapilan basvurular.

Amerikan sirketleri H-1B vize programini bilim, muhendislik, veya bilgisayar programciligi gibi teorik ve teknik uzmanlik isteyen ozel is alanlarinda yabanci calisan istihtam etmek icin kullanmaktadir.



Bu icerik hukuki gorus verme amacli olmayip, uzman bir hukukcunun gorusu alinmadan hic bir sekilde yasal dayanak teskil etmez.
This content is not intended as legal advice, and cannot be relied upon for any purpose without the services of a qualified professional.